5 Temmuz 2012 Perşembe

letter to my older self

My dear older self,

It will be too late to regret anything in your life when you're gonna read this letter. Now you're luckly reading it may be earlier than it is supposed to be, and I'm telling you that it is already too late. Being noticed about this fact now, I highly recommend you to go back in time and slap your dear younger self's face and warn her about something you really care, something you have missed already or somebody you have loved, possibly still love. Shake her mind as I did it for you now. Be honest and tell her the truth. It's all gone with the wind. It's a one way ticket. Tell her that she shouldn't miss it... Tell her that life's worth living...

60lı yaşlarınızı sürdüğünüz günlerden birinde böyle bir mektup bulsanız eski bir kitabın sayfaları arasında, ne yapardınız? Muhtemelen artık yapacak bir şey kalmamıştır. Hani şu kansere dikkat çekmek için sevgili 16 yaşımdaki ben diye başlayan, bir grup insanın kendi 16 yaşları üzerinden çağın gençlerine mesaj verme kaygısı güden videoda olduğu gibi. Kendiniz için yapacak bir şeyiniz olmadığını anladığınızda yapabileceğiniz en güzel şey, bugünün gençlerine do's and don'ts in life minvalinde öğütler vermektir. Bence yanlış. Kendi adınıza. Bence eksikli, onlar için. Öğütleri kimse dinlemiyor. Rol modeli herkes takip ediyor. Trend bu. Yaparak gösterin o zaman. İşte bugünkü benin 60'ındaki benden istediği şey bu. O gün gelip kitabın arasında o mektubu bulduğumda, elimde kalanın benden genç olanlara yapın yapmayın diye öğütler vermek yerine (buna kendi younger self halim de dahil), bütün bir yaşanmışlığımı örnek olarak ortaya koymak olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden 60larıma geldiğimde "what is next" diye etrafına sorup duran bir deli olacağımdan benim olduğum kadar emin olabilirsiniz. This is what I want. No regrets...

Ara sıra bazı bazı çoğumuzun yapmak isteyip de çok azımızın yaptığı bir şeyden, bazı şeylerden, bazı tuhaf şeylerden bahsediyorum. Bucket list gibi mesela. Bir cafede arkadaşlarımızla takılırken lafını ettiğimiz "yapmak lazım"ların listesi. Boşversene. Gerçekten yaşıyor olmak için henüz yapamadıklarınızın bir listesini çıkarmak saçma geliyor. Bence bir bucket listte bulunan "bungee jumping when you're drunk" ya da "walking down the street with a sexy underwear" türünden hiçbir çılgınlık, hayatınızın iplerini elinize alarak bundan sonra yalnızca istediğiniz gibi yaşamak türünden bir çılgınlığın eline su dökemez. Bence bırakın tüm o liste başı işleri, en tepeye bunu yazın. Sonra oturun dear older self'inize bir mektup yazın. Şöyle olabilir mesela.

My dear older self,

Now you are sitting there, reading my letter from years back, possibly the first thing you feel that you are thankful to me for all I did, all those risky, novel, freaky or whatever things throughout my life. Yes, you should be, we did it together. It was so much hard, you know, to be that brave to stop any routine and moderate track of my days. It was really hard, you know, to stand against all others who do not understand the change. Thanks to all those too for sometimes recognizing me as weird or selfish or mean whatever. I understand them, it does not mean that I accept. As I have said years ago, it's a one way ticket and life's worth living. So here we are. No regrets, do you remember?