9 Mart 2013 Cumartesi

kadınlığın neresindensin?

yirmibirinci kere girdiğimiz şu güzelim yüzyılda oniki yılı geride bırakıp onüçüncüden gün aldığımızın üçüncü ayındaki bu yazımda bazı hassas konulara değinerek sizleri rahatsız etmek istiyorum straz taşlı kitle. midenize otursun cümlelerim istiyorum. okuduktan sonra türlü mecralarda paylaşa paylaşa bir hâl olun, beni takipçiye boğun istiyorum. romanım çıkacak yakında bak, imza günümde kuyruk olmazsa alayınızı yakarım!

bir ece temelkuran değilim biliyorum. elif şafak olmadığım için de çok mutluyum. bazısı üretebiliyor, bazısı sadece tüketebiliyor. insanın içini yani. bazısı da üretmek için farklı alanlardan türlü işler seçip sepetini on yumurtayla doldurunca, aslında sana kek yapasım var. zaten yirmibirinci kere girdiğimiz şu güzelim yüzyılın onüçüncü yılının üçüncü ayında, biz "kız mı kadın mı" bilinemeyen hatun kitlesine reva görülen bir tek kek yapımı kaldı. halbuki sana kek yapmak ne kadar kutsaldı! yaşamımızda güzel ne varsa alıyor elimizden kifayetsiz kalasıcalar! şşt kız, sen kadınlığın neresindensin? içindenim içinden...

ne diyordum? takip edin, uyumayın!
sekiz martta kendisine kırmızı gül gönderen kocasını/sevgilisini arayarak, "benim için bir çiçeğin ömrü kadarsın" mesajı verdiği için esefle kınayan kadınlar kulübü üyeliğimden istifa ediyorum! erkek ne yapsa yeridir. yapsın anasını satayım. yılda bir gün olsun bir tek gülle hatırlasın kadın olduğumu. diğer zamanlarda yeterince sidik yarıştırıyor çünkü. bırak bari bir gün de kadınsın sen desin. kadınlığını bil der gibi desin ama. ben yeterince biliyorum ama bir de onun hatırladığını göreyim. toplu mesajlar, indirim kuponları ve belediyece dağıtılan kırmızı karanfillere maruz kalmaktan iyidir.

bu yıl sekiz martımı topluca gelen mesajlarla kutlayanlar oldu, evet aferindir. saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi... binlerce denebilecek kilometre uzaktan kutladı ama bir tek kişi, doğrudan benim sekiz martımı kutladı yani. demek hala böyle centilmenler var hayatta. biraz sohbet ettik, konumuz kadından çocuğa kaysa da (söz verdik 23 nisanda da kadın başlıklı bir tartışma yapıp dengeyi kuracağız) demem o ki çıkardığım bir sonuç var ey kitle! çok laf ediyoruz ama o erkekleri doğuran da yetiştiren de biziz. suç bizde demiyorum. güç bizde diyorum. aslında kadın olmak kıyak iş, düzenin seni ezdiğine bakma, asfalyaların atarsa şalteri indiriverirsin diyorum.
kadınlığın sana aittir, elden bırakma. kadın olduğunu da unutturma... diyorum.

şimdi şunu dinleye dinleye köşeden kaybolun. bir sonraki buluşmada sorucam:
where are we now?

***imlâya ve itinaya bu kadar takıntılısın da cümlelerin neden küçük harfle başlıyor gözümüzden kaçmadı diyerek yazının bütününde buraya takılmış kitle, gözünüzü oyarım!