19 Nisan 2011 Salı

Birgünsağlıkçılargrevegiderken...

Bugün ve az önce, ve yarın bütün gün... Tüm Türkiye'de tüm sağlıkçılarımız; doktorlarımız hemşirelerimiz uzmanlarımız ve hastanede çalışan tüm personel için;

BU BLOGDA DA GREV VAR BACIM!

18 Nisan 2011 Pazartesi

Sezeryan yerine nihat doğan bebelerin akustik sorunsalı üzerine...

Pek hoşdeğer basın gitsin mensuplarına basmasanız da olur açıklamasıdır; Bu hafta neler oldu ve siz yazmadınız? Yazdınııız yazdınız. Sizi gidi siziler siziiii... Önce Nihat'a ağladık hep beraber. Ne demişti? "Ben ülkemin bir türlü bitirilemeyen metro inşaatlarını özledim. Beeeğn ülkemde her gün dayaktan ölen kadınları, işten atılmamak için tuvaletini tutmak zorunda kalıp böbrek hastası olan işçileri, sonra çişe bile gidecekleri işleri olmayan Tekel kardeşlerimi, ayrıcağğ ben bir Demet Akalın şarkısında Nişantaşı turlayan straz taşlı çantaşı kızlarımızı, bir Hülya Avşar sorunsalını ve Pepsi reklamındaki tavırlarını-kulun olam apla, veliaht poleniğimi (kralımızı vurmuşlar çok geçmiş olsun da diyerek de şöyle ki bir nihat doğan kolay yetişmiyi ben de Nişantaşı çocuuuyum beni de sevin), özledim sesiniiiee kokusunu özledimmm" dememiş miydi? Dememişti elbet. Nihat bile bu kadar saçmalayamaz diyen sesinize kurban olayım! Doğan görünümlü şahin nihat'ın akrep sokmasından mütevellit olduğuna kanaat getirdiğiniz insanüstü melekelerinin, bir zamanlar başbuyuran tarafından buyurularaktan Beşiktaş ilçe örgütü listelerinden salınan gazla bu denli gelişkinleştiğini bilmem hatırlatmama gerek var mı? Var mı? O zaman ben hatırlatmakla kalmaz, izninizle, bin sıfırcı hafize gücünde ensenizde et lokması olarak patlar, sizi "uyanan Türkiye" Mesudabiye ışınlamak suretiyle gerçekliğin tam ortasına zerkederim. Yaparım bunu. Öyle ki bir pazar sabahı Ertuğrul Günay protestosuna uyanan İzmir eşrafı gibi mahmur mahmur esneyesinizgelir de çeneniz kitlenir. Sizi Türk hekimlerine emanet ediveririm. Eyvahlar olsun! Siz zavallılar oysa ki ve malesef ve çok namüsait bir mahiyette kendilerinin performans listesinde iki artı iki eşittir beş'e denk gelen bir puana sahipsiniz. Öyle buyurdu berduşt! N'apsın benim hekim kardeşlerim? N'apsın nihatım doğanım? Sokmuş akrep bas bas ve tiz sesiyle "soktun bacaaaamıııı (gırdın galpimiiieee ile aynı perdeden)" diye bağırmakta. Nihat dururken hekimi kim düşünür? Sahi hekim dedim de... Bugün bir hekim kaç para sen biliyon mu kardeş basıncı? Bilmiyon de mi? Bir hekim kaça yetişiyi? Misal yılda 10bin dolarınan şöyle kallavi üj-bej milyar (eski paraynan) harcamadan hekim olunmeyi. Olunan hekime de kadro bulunmeyi. Bulunan hekime de daya performansı... Oooh dadından yinmez. Şimdi işte sırf bu nedenle, işbu yazımın ahan da bu kısmısını, geçen ay diş tedavim sırasında gördüğüm süper ilgi ve alaka nedeniyle ve herşeye rağmen bu ülkede iyi hekimlerimiz var ve iyi ki onlar var o kaa da kolay değil bu işler demiş olmak için, güzel ve gavur İzmir'in diş hastanesindeki doktorlarına armağan edesim gelir. Ayrıca hekim demişken, 19-20 Nisan günü başkaldıracak tüm sağlıkçı dostlarım kardeşlerim ve arkadaşlarımın o direnen yumruklarının, "kaldır başını indir kaşını yorgun demokrat"lara birer tokat gibi çarpmasını dilerim. Bana ayıramadığınız güzel vakitlerinizde gideyazdığınız şirket tanıtımları ve basınız lütfen toplantılarındaki poğaçaların midenize oturması dileklerim ve saygılarımla... Maskesizcin (çarpar... vallahi bak!)