21 Haziran 2011 Salı

Hayatın draması varsa benim MarlaSungeerim var!

"Kendimi affediyorum, kendimi seviyorum der ya bazıları işte öyle..." dedi. Geçmişinle, dedi. Barışmalısın. Birden kendimi Hilton Conventional Center'da transandantal meditasyon gurusu elini alnıma koymuş da "hadi yavrum sen şimdi derin bir nefes al, ohiri sahiiii ki maniiii tarikiii" demiş gibi hissettim. Yok uyanmam lazım. Sonra, bir baktım, kader çarkına girmişim. Bu yıl, dedi. Bu yıl işte. 2011. Topla basamakları ne eder? 4. E benim uğurlu sayım da 3. Toplamı 7. Aha! Erdik mi şimdi!
Geçmişinle, dedi. Hesaplaşmayı bırak. Piki. Şu Marla olmasa geceler bitmez. Ama Ezel de final yaptığına göre, sevgili Marla ben bundan sonra akşamları Kordon boyunda havamı alıp ve havamı atıp iki bira devirmeden eve girmeyi düşünmüyor olacağım. Şimdi bunu desem ona, "yapmazsan kabahat, ben de bu uyuşuk ne zaman İzmir'de yaşamanın tadını çıkaracak iyice kurudu kaldı diyordum" der. Der yani.

Şimdi banyodaki aynaya kendimle barışmaya gidiyorum. Dönünce Marla'yla deli dolu hayallerimden bahsedip onun da bana "dur saçımı mora boyicam, sonra yeşil ojelerimi sürücem, sonra da seninle ilgilenicem sıraya gir! demesine izin vericem. Çünkü hayatın draması varsa benim Marla Süngerim var :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder