1 Haziran 2012 Cuma

Herkesin çok meşgul olduğu bir an vardır

Bankacılıkta internetten faturanı yatır furyasının ilk patladığı zamandı. Reklamda, büyükbaba torunuyla sabah kahvaltısından kalkar, torunu aceleyle eşyalarını alır, haydi ben okula deyip kapıdan çıkar. Dede de arkasından... Eşi der "beey bey sen nereye?" (Emekli adamsın ne işin olur kahvaltıdan sonra sokaklarda, öyle ya?!?) Dede, "faturalar var" der. "Daha bankaya gideceğim, su faturasını yatıracağım, oradan elektrik idaresine oradan telefon faturasını yatıracağım, cağım cağım" diyerek çıkar kapıdan. Evin genç anne babası mesaili çalıştıklarından bu türden eften ve püften gündüz işleri hep dedelere kalmaktadır, yazıktır, ey bankacılık buna bir çözüm bulsundur.

Derken dedeyi kahvehanede görürüz, muhtemelen pişbirik oynamaktadır (tek aylaklık oyunu oymuş gibi! Hah, ne dedeler biliyorum briç ustasıdır oysa). "Eee nası kandırdın da çıktın evden" der kurnaz yaşdaşlarından biri. Güler dede... Sahne bir gece öncesini gösterir, dede elinde faturalar, bir halt anlamadığı gavur icadı bilgisayarın başında torunuyla şıppadanak yatırmıştır faturaları (toruna bak! tüm şifreleri bilir, dedesinin banka hesabına hekır gibi girebilmektedir, aferindir o yılların torunlarına - ki onlar bugün belki de sevgili RedHack ekibinden biridir mi nedir? Emin olun değildir, çok olsa bir üniversitede işletme okumakta ve siiiiiooo olacağı günün pilavını yapmaktadır). Fatura işi şıppadanak halloluncaaaaa gelsin pişbirik! Oooh dede hayat sana güzel der slogan. Yok öyle demez de işte internetten fatura yatır bacım çokhgüsel oluyi gibisinden sallar sloganı. Banka kazanır, torun kazanır (elbet aldı rüşvetini, durur mu tospa!) anne baba kazanır tüm dünya kazanır! Oldu cicim! O başka reklamdı neyse, başka bahara irdeleriz.

İşte oturmuş otuzküsür yılın hesabını yapmayı bıraktığımın otuzküsürüncü yılının son dakikalarında bu reklam aklıma geldi. Herkesin çok meşgul olduğu anlar vardı. O yüzdendi bir türlü bir araya gelemeyişler. Ama belki de bu reklamdaki gibi herkesin çok meşgul olduğu o anlar için bir B-pilavı vardı. Belki de herkes fatura yatıracağını söylediği saatlerde kahvehanede pişbirik oynarken yakalanacaktı.


Niye anlattım tüm bunları?


Herkesin meşgul olduğu bir an vardır. İşte o anı kazara veya özel çabayla arar bulursanız, size kalan yalnızlık değildir. Emin olun, yalnız olduğunuzu sandığınız o en "herkesin meşgul olduğu anda" bile elinde "önceden hazırlanmış" C-pilavıyla karşınıza dikiliveren biri, bulunabilir. Yeterince ararsan bulursun bence, derim ve çekilirim. Ben arıyorum. Yeterince oldu mu henüz karar veremedim. Ama arıyor olmam bile yeterince iyi bir sebep şu saatte mutlu mesut şu şarkıyı dinliyor olmam için...


Kendime, otuzküsürüncü yılımda, armağan olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder