31 Mayıs 2011 Salı

bekara karı boşamak kolay!

böyle bir laf var, fütursuz. Oooh kardiş, hayat sana güzel tabii gibisinden. Yok aslında hatırlıyorum mesela ben çocukken daha "bu var ya bu" demedikleri sebil günlerimden birinde, evde böyle bir yemek telaşı sırasında (ne siz sorun ne ben söyliim su böreği mi artık nedir tüm gün süren bir yemek yapımıydı) anne teyze anneanne yenge gibi ailenin tüm dişileri mıtbakta tencere başındayken, cingöz bir bakışla "peeh ne var kı onu ben de yaparım, tuzunu katcaksın şimdi, karıştır evet ooh tamam, cık öyle değil" şeklindeki karışmalarımdan birine zaten yorulmuş olan bir dişi aile bireyi "bekara karı boşamak kolay tabi car car car..." dediydi. Hah işte tam da böyle bir anlamı olsa gerek.
Tam 38. Gün aldım. Şimdi sakın bana "oo otuzların en güzel zamanı", "ooo sen daha gençsin du bak benim yıllara gel de ooohoo", "ooo sen daha 30 olmamışsındır sanıyodum hiç göstermiyon" şeklinde böyle hafif tatlı başlayıp ağdalı bir şekilde şirinlik kokan güzellikler yapmayın. Zira hayat size güzel anam. Ben 38'i gördüm, hiç de memnun değilim. Şimdi 25 olacaktım aaah! Var ya hayat asıl o zaman bana güzeldi...

Şeklinde bir hönkürdeniş ile üstünüze çemkirmek isterdim ama malesef yıllar insanın üstünden en çok bu muayyen sinirsel travmatik gerginlikleri alıyor. Böyle dövülmüş pambık kuzu eti gibi seriveriyor (yok merak etmeyin menopoza girmedim) Belki de başka bir nedendir beni böyle rahvan gitsin halet-i ruhiyesine sokan. Umrumdu çok!

İşte o biçim rahatım. Ne dünya ne siz ne başkaları ne öteki ve ne beriki ne de şu senin arkanda tip tip bakan top sakallı, hiçbiriniz şu anki rahatlığıma gram yağ süremez. İşte tam da bu yüzden yaptım kahveyi kuruldum balkona, denizi seyrediyorum... Kapıyı arkanızdan kapatırsanız sevincem tabii naapçam hayrat mı burası alla alla, kapa şu kapıyı yürü git!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder